5 Aralık 2015 Cumartesi

VERONİKA ÖLMEK İSTİYOR - Paulo Coelho

Ben sevdiğim cok sevdiğim kitaplara yorum yapmakta zorlanırım. Kelimeler dökülmez bir türlü ne yazsam yetersiz kalıcak gibi. I yüzden bu yazıda yorumumda ben susucam ama alıntılar konuşucak. Tamam bende biraz konuşcam. Ama siz ilk alıntılara bakın ve bu kitabı alın. 

Bir insan neden intihar eder? Kitap bu soruyla başlıyor. İlk sayfarda Veronika aslında hepimizin zaman zaman yakındığı hayatın tek düzeliğinden yakınıyor.. Cekici, güzel istediklerini kolayca elde edebilen bir kadın Veronika. Herkesin yaşamak istiyeceği bir hayata sahip peki ya neden intihar ediyor? 

''tüm tanıdıkları onu gıpta edilecek bir kadın gibi görürlerdi, ama bu görüntüyü sağlamak, kendisi için yarattığı bu imaja uygun davranmaya çalışmak hemen hemen tüm enerjisini tüketmişti.
bu yüzden kendi kendisi olmak için gereken enerji hep eksik kalmıştı. dünyadaki herkes gibi, mutlu olmak için başkalarına ihtiyaç duyan bir kişiydi, ama başkalarıyla da baş etmek de zordu.
güçlülüğü ve kararlılığıyla pek çok kişiyi etkilemişti veronika, ama neye yaramıştı bu? boşlukta kalakalmıştı, yapayalnız.. ölümünü bekleme odasında. ''

“şimdiye kadar hiç kendi istediğim gibi yaşayamadım, hep birilerini mutsuz ederim düşüncesi ile, aile mi hayal kırıklığına uğratırım endişesi ile yaşadım.asla tam anlamıyla mutlu olmadım; istediğim mesleği seçemedim, istediğim gibi diğerlerini özgürce sevemedim.ilerde ne olacak peki ; evleneceğim, çocuklarım olacak, sıkıntılarım olacak, kendimi onlara adayacağım, onlar beni bırakıp gidecek, terk edeceğim veya terk edileceğim..şimdiden gördüğüm bu geleceği neden kabul edeyim ki; kendi isteğimle bu noktada bırakmak varken..”

Veronika da aslında bizim gibi, hepimiz hayatın sıradanlıgından monotonlugundan yakınmıyor muyuz zaman zaman? Veronika da böyle yaşamak istemediğine karar veriyor. Ve cesaretini toplayıp intihar ediyor. Tabi herşey istediği gibi gitmiyor ve gözlerini Vilette'de acıyor. 

”Kendi kendisiyle gurur duyma zamanıydı, şimdi yaptığı şeyi yapabildiği, en sonunda cesaretini toplayıp bu yaşama veda edebildiği için.''

Veronika'nın intihar etmeden önceki kısmında  hayatın anlamını sorgulamasında hayata dair cok güzel notlar bulabilirsiniz, hepimizin aklında olanları o kadar güzel aktarmıs ki yazar. Mutlaka kendinizi bulacaksınız, yakın hissedeceksiniz.Veronika'da olmasa diğer karakterlerde...

'Veronika her şeyden nefret ediyordu ya, en çok da yaşamını sürdürmüş olduğu biçimden, içinde barındırdığı yüzlerce Veronika'yı keşfetmeye zahmet etmeyişinden tiksiniyordu. Oysa orada kim bilir ne ilginç, ne meraklı, ne cesur, ne küstah, ne deli kızlar duruyordu.'

Kitabın sonundaysa bir insan neden intihar etmemeli sorusunun cevabını buluyorsunuz. Bence mutlaka okumanız gereken, size birşeyler katacak kitaplardan. Benim en sevdiklerim arasına girdi. 

"tanıdığı bir sürü insan başkalarının başına gelen korkunç olaylardan sanki gerçekten üzgünmüş ve yardım etmek istiyorlarmış gibi söz ederlerdi, ama işin gerçeği, başkalarının acılarından zevk aldıklarıydı; çünkü böylece kendilerinin mutlu ve şanslı olduklarına inanabiliyorlardı."

"korkaklık belki de. ya da hiç yakanı bırakmayan yanılma korkusu, başkalarının senden beklediklerini gerçekleştirememek korkusu."

"Keşke herkes kendi içsel deliliğini bilse ve onunla birlikte yaşamayı öğrense.Dünya daha kötü bir yer mi olurdu?Hayır insanlar daha yürekli,daha mutlu olurlardı. 

"duygular hep vardı, ama hep gizlenmek zorundaydı."

"İnsanların mutluluk olasılığı ne kadar yükselirse mutsuzlukları da o kadar artar"


"Kendi dünyasında yaşayan herkes delidir.Şizofrenler,psikopatlar,manyaklar.Yani,başkalarından farklı olanlar.

"düşünceleri hep geçmişe dönük kalmalıydı ki yaşama dönmek gibi isteklere kapılmasın."

Read More

KÖPEK DÜŞLERİ - Markus Zusak

Selamlaar! Telefondan girdiğim için fotograf ve arka kapak yazısını ekleyemedim üzgünüm, bilgisayara girince halletçem. Buyrunuz Köpek Düşleri yorumu;

Hepiniz bu kitapta kendinizi bulabilirsiniz. Yani en azından benim yaşımdakiler. Cameron sıradan bir ergen. Yaşadıkları, hayatı. Bu kitapta değişik bir olay yok, hatta olay yok bile denebilir. Biz Cameron'un duygularını, düşüncelerini okuyoruz. Kulaga sıkıcı gelebilir ama inanın sıkıcı değil. 

Kitabın başında sevmediğim hatta kızdığım Rube'u bile sonradan sevdim, hikayesini okumak için sabırsızlanıyorum.

Markus Zusak'ın dili cok güzel, diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum. Kitapta cok güzel cümleler vardı, ama beni en cok etkileyen kısmı usenmeyip yazcam. 

"... Bir tuhaflık var. 
'Hey.' diyorum yine adama çünkü gürültücü dev kalabalığın oluşturduğu çemberin ortasında dövüşen sadece bir kişi var; bir ergen. Çılgınca yumruklar savuruyor, bloke yapıyor, kollarını boşluğa sallıyor. 'Hey, neden sadece dövüşen bir kişi var?' Yine yanımda duran adama soruyorum bunu.
Bu kez bana bakmıyor. Hayır, bakışlarını çemberin ortasındaki cocuktan ayırmıyor; çocuk o kadar şiddetli dövüşüyor ki kimse ondan başka birşeye bakmıyor. 
Adam benimle konuşuyor.
Bir cevap.
'Dünyayla savaşıyor.' diyor. Şimdi çemberin ortasındaki zavallının dövüşe devam edişini, yere düşüp kalkışını, yerinde doğrularak tekrar dövüşe dönüşünü izliyorum. Yere ne kadar sert düşerse düşsün, her seferinde kalkıp yeniden dövüşmeye devam ediyor.  Ayağa kalktığında bazıları ona tezahurat yapıyor. Diğerleri artık gülerek alay ediyor. 
İçim çok yoğun duygularla doluyor. 
İzliyorum. 
Gözlerim şişip yanıyor.
'Kazanabilir mi?'
Bunu soruyorum ve artık bende bakışlarını çemberin ortasındaki çocuktan ayıramıyorum. 

Bence okuyun bu kitabı, beğenmesiniz bile birşey kaybetmezsiniz. Puntosu büyük ve kısacık bir kitap zaten 2 saatte biter ve nasıl bittiğini anlamıycaksınız emin olun. Görüşmek üzeree ^-^

'Yürümeye devam ettim.
Bunu hiç yapmış mıydınız?
Sadece yürümek.
Sadece yürümek ve nereye gittiğinizi bile bilmemek.
İyi bir his değildi ama kötü de değildi. Kendimi kafeste gibi ve aynı zamanda da özgür hissediyorum; sanki kendimi iyi veya berbat hissetmeme izin vermeyen tek kişi benmişim gibi. Her zamanki trafik etramında akıp gidiyor, hiçbir yere ait olmama duygumu güçlendiriyordu. Hiçbir şey sabit değildi. Her şey hareket ediyor ve bir şeye dönüşüyordu. Tıpkı benim gibi.' 

'Yalnızca gözyaşlarıyla yıkananlar kazandım diyebilir!'

'Belki kelimesi beni rahatsız etmeye başlamıştı çünkü hayatımda sabit olan tek şey belkilerin sonsuza dek benimle kalacak olmasıydı.'

'Parmaklar sayfalara dokunuyor.
Beni çeviriyorlar.
Devam ediyorum.
Her zaman.
Her şey çok büyük.
Sayfalar ve kelimeler benim dünyam; gözlerinizin önünde ve parmaklarınızın altında uzanıyorlar.'

'

Read More

KASIM AYINDA OKUDUKLARIM

Merhabalaar neredeyse hepsinin yorumu blogda detaylı bir şekilde var ama kısaca kasım ayında okuduklarımdan bahsediyim dedim. Bu arada dediğim gibi spoisiz detaylı yorumlar blogumda mevcut


SİLBER
Bu ay okudum en tatlıs en sevimli en minnoş en en kitap. Kitap o kadar sevimli ki kitap canlanıp insan olsa eminim yuzu morarana kadar mıncırırdım. Eğer güzel vakit geçirmek istiyorsanız ve kitap okuyamama durumundaysanız eğlenceli hafif yormayan akıcı bir kitap. Bence bu kitabı oyle zamanlar ıcın saklayın. RSden cıkmak icin bicilmiş kaftan. 

ÇİRKİN AŞK
Romantik kitap seviyorsanız bence çirkin aşkı da seversiniz. Kitap Miles'in geçmişteki ve şimdiki aşkını anlatıyor. İki farklı kadın, iki farklı aşk, iki farklı Miles. Miles'ın hikayesi, değişimi inanın okumaya değer. Eminim Miles'ı sizde cok seviceksiniz. Ama kitapta +18 yerler de var yani rahatsız olucaksanız bu kitabı atlayıpp başka kitaplara yönelin.

ÇEVRİMİÇİ KIZ
Bu ay okuduklarım arasında en az sevdiğim kitap. Ama wattpad hikayelerini seviyorsanız eminim Cevrimici Kız'ı da seversiniz üstelik yazarı da çok tatlışşş

KÜRK MANTOLU MADONNA
Cok naif, cok güzel bir kitaptı. Biraz türk filmi tadında biraz klişe ama bir o kadar güzel işlenmiş, cok güzel cümleler barındıran bir kitap.

CİNDER
Modern külkedisi masalıı ama bu sefer romantık bir dünyaya değil bir distopyanın içinde bir sayborg olarak. Kurgusu o kadar güzeldi ve masalla o kadar güzel bağdaştırılmıştı ki. Masalsı bir kitaptı. Cok güzeldi, cok heyecanlıydı. Biri üstüme Scarlett'ı atsıın. 

ALTIN OĞUL
Zekasına hayran olduğum yazarın muhteşem kitabı! En sevdiğim distopyalardan, distopya seviyorsanız ve hala Kızıl Yükselişi okumadıysanız hazır Altın Oğul da cıkmışken hemmmeen okuyun.

MUCİZE
'Bir insanı dış görünüşüne göre yargılamayın, özellikle bir çocuğu, herşeyden önce nazik olun, sizin için önemsiz bir davranışın başkasının hayatını nasıl etkileyeceğini bilemezsiniz.'

Yer yer güldüren, yer yer gözlerimi dolduran, yer yer de kızdıran bir kitaptı. Hayatın içinden cok sevimli bir kitaptı. Cok güzel mesajlar vardı cok akıcıydı, cok sevdim cok.

KÖPEK DÜŞLERİ
 Bu kitabı herkesin seveceğini söyleyemem çünkü kitapta fazla olay yoktu.  Cameron'un duygularını düşüncelerini yaşamını anlatıyordu ama her okuyanın farklı seyler bulabileceği kendime birşeyler katabileceği bir kitaptı. 


VERONİKA ÖLMEK İSTİYOR
Bu kitap en sevdiğim kitaplar arasına girdii! Yorumunu bu posttan sonra paylasıcam sizii direek oraya alıyım.

Bu arada kitaplar için playlist hazırlıyorum eğer bakmak dinlemek isterseniz spotifyde kullanıcı adım nazzkk
Görüşmek üzeree *-*


Read More

KİTAP ALIŞVERİŞİM

Merhabalaar bu yazı birazcık geç geldi sebebi bu sefer usengeclık degıl vakıt bulamamak :( 


 Tüyap'tan uzuuun uzun bahsetmek isterdim, öyle bir post koymayı dusunmustum ama sımdı zaman geçtiği için hevesim kaçtı. O yüzden sadece aldıklarım hakkında bişeyler yazıcam. Şimdiden bazılarını okudum bilee :) 
 
•MUCİZE 
Mucize gerçekten cok merak ettiğim bir kitaptı ve pegausun Tüyap'a yetiştirmesine aşşırı sevinmiştim. Gördüğüm an kaptım tabi, aldığım gibi de hemencecik okudum yorumunu blogumda bulabilirsiniz.

•ALTIN OĞUL
Bu kitapta yine heyecanla beklediklerimdendi Kızıl Yükseliş favori distopya kitaplarımdan o yüzden biran önce cıkmasını istiyordum, hemen okudum beni hayal kırıklıgına ugratmadı kitap. Pierce Brown yine zekasını konusturmus. Müthişti! 

•ELANOR&PARK
Herkesiin deli gibi merak ettiği pegasusun yaklaşık 1 senedir ha cıktı ha cıkcak diye oyaladıgı kitap sonunda cıktı gordugum an durur muyum kaptım tabi. 

•KIZIL KRALİÇE
Bu kitabı da asssırı merak ediyordum ama okudugum yorumlardan sonra begenmemekten korkuyorum. Birazcık başladım şimdilik güzel gidiyor ama bakalım. 



•VERONİKA ÖLMEK İSTİYOR
Uzun zamandır merak ettiğim bir kitaptı, komusu cok ilgimi cekti. Paulo Coelho'nun Simyacı kitabını okudugum için beklentim yüksekti veee bunu da okuyup beğendim. Hemde çok. Çok çok çok. Kasım ayında okuduklarım yazısında bahsetçem zaten vee detaylı yorumunu da yazdım yayınlanmayı bekliyor.

•1984 
George Orwell'in okuycagım ilk kitabı! Çok heyçanlıyım! 

•WOLFE KARDEŞLER SERİSİ
Aldığım ve okuduğum ilk Markus Zusak kitabı. Evet bunu da okudum bile yanş ilk kitabınr hehehe. Kasım ayı oldukca verimliydi. Detaylı yorumunu gircem zaten.

•ZAC&MİA

•İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN
Kürk Mantolu Madonna'yı okuyup cok bgendıkten sonra baska bir Sabahattin Ali kitabı almasam olmazdı tabbiii



•ADA
•BİR BAŞKA MAVİ
•JULİANIN ŞARKISI
•ZAMAN İPLİĞİ
Read More

26 Kasım 2015 Perşembe

SİLBER - Kerstin Gier


Rüyaların gizemli ülkesine, merak uyandıran bir yolculuk…

Kertenkele tokmaklı, gizemli kapılar; konuşan taş heykeller ve elinde baltasıyla, delirmiş bir bakıcı… Liv Silber'ın rüyaları son zamanlarda epey tuhaflaşmıştır ve içlerinden biri fazlasıyla kafasını kurcalamaktadır. Bu rüyada geceyarısı dört çocuğun gizemli ve karanlık bir ayin gerçekleştirdiği bir mezarlıktadır. Üstelik Liv bu dört genci normal yaşamında tanımaktadır çünkü Grayson ve üç arkadaşı gerçekten vardır. 

Liv kısa süre önce bu dört gencin okuduğu okula kaydolmuştur ve aslında hepsi iyi çocuklardır. Mezarlıktaki geceden daha korkutucu olan, arkadaşlarının Liv'in rüyada söylediği ancak gerçek hayatta hiçbir şekilde sözünü etmediği şeyleri bilmesidir. Çocukların bunu nasıl öğrendiğini çözmek ise, bilmeceleri çok seven Liv'in uzak duramayacağı kadar çekici bir gizemdir… 

"Okurları kesinlikle memnun edecek. Dört yüz sayfa yetmiyor ama neyse ki devamı yolda." 
-Karin Wehrheim-

"Aşırı eğlenceli, aşk dolu, gizemli bir rüya." 
-Brigitte-

"Sempatik ve özgüvenli başkahramanıyla hassas ilk aşklara dair merak uyandırıcı bir roman. Daha ne olsun ki?" 
-Stefanie Leo-
(Tanıtım Bülteninden)








Holaaa!
Silber'i gerçekten cok sevdim aslında başlamayı dusunmuyordum ama Silber için hem cok akıcı ve reading slumptan cıkaracak bir kitap oldugu yazılıyordu ve bende reading slumptaydım! Tam anlamıyla. Bir.ayda.sadece.bir.kitap.okudum. Bu durumdan bıktıgım ıcın buna başladım.
Aklımda başka kitaplar vardı ama buna başladım ve cidden cok tatlıs sevimli akıcı mı akıcı bir kitaptı. Dili hic yormuyordu. Sizde benim gibi RSdeyseniz alın ve okuyun emin olun sizi bu durumdan cıkaracak cunku bundan sonra 2 kitap daha bitirdim. Trust me ;))

Ya karakterler o kadar sevimliydi ki hepsini böyle alıp yanaklarını mıncırasım geldi tabi ki her kitapta olan şu kötü karakterler dısında aslında kötü karakterleri severim ama bilirsiniz işte boyle karizmatik havalı kotulerı.


 Herneyse ben Henry'i cok sevdim cidden ama içten içe Grayson Liv shipperdım belki ikinci kitaba. Konusuna gelirse
k annesi ve babası ayrılmıs olan Liv ve kardeşi, annesi universite de egitim gorevlisi olduğu için sık sık tasınıyorlardı. Ve kalıcı olarak tasındıklarını dusunduklerınde ise onları bir plan degısıklıgı bekliyordu. Anneleri bir adamla tanışmıştır ve onunla yaşamaya başlayacaklardır. Onunla iki cocuguyla. Bu plan degısıklıgınden sonra yada önce yani onlara taşınmadan önce onlara yemeğe giderler ve Liv'in üstüne birşeyler dökülür ve üşümemesi için Grayson ona kazağını verirrr veeee herşey böyle başlar. Grayson'un kazağıyla uyuyan Liv'in rüyalarında ilginc olaylar olmaya başlar. Gerisini okuyun ve görün.

 Acıkcası kıtabın baslarını daha cok sevdım plan degısıklıgınden sonra gordugu ruya cok guzeldı mesela ama sonra olaylar cabucak oldu gibi geldi yanı ruyaları daha cok anlatmasını daha ılgınc seyler yasamalarını beklemıstım maceraya atılmalarını felan ama hersey cabucak gercekleşti. Ama tabi ki ikinci kitabı alıcam. Belki ikinci kitapta umdugumu bulurum.Daha cok ılgınc ruya daha cook. 
 Diyaloglar o kadar sevimliydi ki, kitap zaten genel olarak komikti eğlenceliydi tatlıydıı baya yerde güldüm.  Aslında o yüzden o kadar cok olay olmaması rahatsız da etmedi beni.

 Kitapta gecen konu ise cok yaratıcıydı. Rüyalar kapılar şifreler böyle bir dünyada yaşamak isterdim yani canavarsız olanında tabii. Ben zaten lucid dream,astral seyehat gibi konuları cok merak eden araştıran hakkında videolar izleyen biriyim o yüzden konusunu okuyunca daha da çok ilgimi çekmişti.

 Kitabın baskısı cildi kapagı ıse muhteşeemm. İşte kalite. İşte Pegasus. Bu yazarın Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer serisini de almak istiyordum cunku onun ıcınde silber gibi sevimli ve akıcı bir kitap oldugu yazılmıstı ama bazı yorumlarda da silberin daha iyi oldugu vs yazılmıstı siz o seriyi okuduysanız begendınız mı sizce alıyım mı?

Bence bu kitabı alın ama hemen okumayın yorgun oldugunu kafanızı yormıycak bır kitap aradığınızda okuyun ve ilaç gibi gelsin. Böyle yorum paylaşmayığ paylaşmayıp hepsini aynı anda paylaşmak gibi kötü huyum var ama olsundu burayı da boşlamak istemiyorum. Sizde arada uğruyorsanız yorum felan atarsanız bana motivasyon olur. Cunku zaten usengecım bir de pek okunmadıgını dusundugum ıcın cok az girebiliyorum. Neyse sitemleri bir kenara bırakırsak. Sizi seviyoruum . Görüşmek üzere *-*
Read More

CEVRİMİCİ KIZ - Zoe Sugg



Twitter'da 3,5 milyon, Instagram'da 4,5 milyon ve Youtube'da 8 milyon takipçiye sahip internet fenomeni ve Zoella blogunun yaratıcısı Zoe Sugg'ın ilk romanı.

Hakları 35 ülkeye satıldı ve sadece İngiltere'de 400.000'in üzerinde satışa ulaşarak 2014'ün en hızlı satan kitabı oldu. Yayımlandığı ilk hafta satış rekoru kırarak E. L. James, J. K. Rowling, Stephenie Meyer ve Dan Brown gibi yazarları geride bıraktı. Penny'nin bir sırrı var.

Penny, Çevrimiçi Kız rumuzuyla arkadaşlık, erkekler, çılgın ailesi ve hayatını ele geçirmeye başlayan panik ataklarla ilgili hislerini blogunda paylaşmaktadır. İşler iyice sarpa sarınca, ailesi hava değişiminin Penny'ye iyi geleceğini düşünerek onu hemen New York'a götürür. Burada, muhteşem yakışıklı gitarist Noah'ya ilk görüşte âşık olan Penny, aralarında geçen her şeyi blogunda anlatmaya başlar. Ancak Noah'nın da bir sırrı vardır; Penny'nin herkesten gizlediği blogger kimliğini ve en yakın arkadaşıyla ilişkisini tehdit edecek kadar büyük bir sır…

"Her zaman bir kitap yazmayı hayal etmiştim. Bu hayalimin gerçekleştiğine inanamıyorum. Çevrimiçi kız benim ilk romanım ve onu okuyacağınız için çok heyecanlıyım."
-Zoe-
(Tanıtım Bülteninden)


Merhabalaar *-* Bu kitabı e book olarak okudum aslında okumayı dusunmuyordum ama uzun bir okuyamama donemı sonradı benı yormıycak hafif hemen bitecek birşeyler okumak istedim. Bunun da oyle olucagını tahmin ediyordum ve hemencecik bitti. Kitaptan cok buyuk bır beklentim olmadıgı icin begendım sayılır. Cok guzel bı kıtap degıldı wattpadvari (?) bir kitaptı ama yazarın ilk kitabı oldugu icin oldukca basarılı. Zaten yazarı Zoella'yı cogunuz biliyorsunuzdur cok tatlıs sevimli biri.

Penny tatlı, sakar elinden fotograf makinesi düşmeyen bir kızdır ve kendi duygularını yasadıklarını yazmak ıcın actıgı bir blogu vardır. Ailesiyle geçirdiği kzadan sonra stres anlarında ufak panik ataklar geçirmektedir ve olaganustu sakarlıkları da buna eklenince tahlihsiz olaylar basından eksik olmaz. Ailesinin işi sebebiyle New Yorka gidiyor ve burda Noahla tanısıyorlar gerisi malumunuz ilk görüşte aşk, hemen birbirlerine tutulmalar vsvs.

Noah karakterini sevmedim. Ve cidden Noah isminden de bık tım. Ben ki Noah ısmını cok severım ama baska ısım mı kalmadı yahu? O kadar cok Noah karakterı var kı ama benım gonlumun efendisi Noah Shaw yanı beklentı buyuk diğer Noahlar 1-0 geride baslıyorsunuz soriii. Bu kitaptaki Noahı ise hiiiiiç sevemedim. Fazla mükemmel, fazla iyi, fazla tatlı, fazla düşünceliydi. Fazla, fazla, fazla... Penny'i de sevmedim tamam herkes ufak tefek sakarlıklar yapar ama onunkiler olmadık ve biraz fazlaydı(!) bu da hiç gerçekçi durmuyordu. Aşklarını da sevmedim. Kitapta en sevdiğim karakter Penny'nin yakın arkadaşı Elliot'tu. 

Eger kendınızı yormayacak bir kitap arıyorsanız okuyun. Ama cok sevdiğimi söylemem. Klişelerden hoslanan benim icin bile FAZLA klişe bir kitaptı. Kısacası bu kitapta bana göre herşey fazlaydı ve bu kitabı gerceklikten baya bi uzaklaştırmıştı. Ama bu tarz kitaplarını seviyorsanız yazarının hatrına bir şans verin derim.  Bu arada kapağı cok tatlııs değil mi?   

FOTOGRAFI YENISINI CEKİNCE DEĞİŞTİRİCEM 
Read More

ALTIN OĞUL - Pierce Brown





Altın yüzlerden oluşan bir denizde sürükleniyorum. Burada sadece güçlü olan hayatta kalabilir. Sadece akıllı olan yönetebilir. Hâlâ oyun oynuyorum ama bu, oyunların en ölümcülü. Ben yüzyıllardır köleleştirilen halkımın kılıcıyım. Bağışlamayacağım. Ve unutmayacağım.

Mars Enstitüsü'ndeki amansız rekabetten zaferle çıkan Darrow, namı diğer Azrail, yönetici seçkinler arasında saygın bir konuma yükselmiş, en zalim ve zeki Altınlara; Eşsiz Yaralılara katılmıştır. Ancak Darrow onlardan biri değildir: Geleceğin yalanlar üzerine kurulu olduğu, trajediyle dolu, unutamayacağı ve affedemeyeceği bir geçmişi vardır.

Sistemi içeriden yıkma hedefine ulaşmak için herhangi bir Altın değil; en iyi, en güçlü, en zeki, en vazgeçilmez Altın olmalıdır. Halkını aydınlığa çıkarmasının başka yolu yoktur ancak bu yol boyunca attığı her adım, Darrow'un kendi gölgesini biraz daha karartacaktır. 

"İlk kitaptan çok üstün bir devam kitabı; öncülünü akla gelebilecek her bağlamda bir adım öteye taşıyor… Bilimkurgu hayranları için yılın en iyi kitabı olmaya aday." 
-Tor.com-

"Pierce Brown'ın evreninde ilkellik ile yüksek teknoloji yan yana geliyor; aldatmaca ve kahramanlıkların dozu artıyor, macera da asla hız kesmiyor. Darrow ise daha ağır fiziksel ve duygusal çatışmalara giriyor." 
-Amazon.com, Seira Wilson-

"Sürükleyici… Altın Oğul normalde bir üçlemenin son kitabından beklenecek, distopyaları yerle bir eden türde bir macera ve klişelere başkaldıran bir devam kitabı." 
-Entertainment Weekly-

"Hikâyeyi Enstitü'nün dar alanından çıkaran Altın Oğul, Brown'ın edebiyat dünyasındaki ilk eserinden de başarılı bir kitap. Çatışma daha kapsamlı bir boyut kazanıyor ve çocuk oyunu olmaktan çıkıp Güneş Sistemi'nin kaderini belirleyecek gerçek bir savaşa dönüşüyor." 
-Library Journal-

"Kızıl Yükseliş'ten daha tehlikeli; aldatmacaları ve sürprizleri ise onunkiler kadar heyecan dolu. Sonunda ağzınız açık kalacak ve Brown'ın tam anlamıyla özgün, fazlasıyla nefes kesici serisinin sonunu dört gözle bekleyeceksiniz." 
-Booklist-
(Tanıtım Bülteninden)



Selamlaar *-* Nasılsınız? Nasıl gidiyor? Altın Oğul bitti. Bende bittim. Ben bu seriyi gerçekten cok seviyorum, en sevdiklerim arasında. Kurgusu o kadar üstünde düşünülmüş ve zekice ki, kendi yarattıgı dunyaya ozel terimler var ilk başta anlamakta zorlanmıştım ama okudukca diline ve bu terimlere ne olduguna alışıyorsun. 


Kitabın konusunu anlatmıycam cunku spoi vermeden nasıl anlatabilirm ki Kızıl Yukseliş'i okuyanlar zaten az cok tahmin ediyordur neler olucagını. Enstitüden sonra Darrow'un bu sefer akademideki yukselişini, düşmanlarını, üzerine kurulan planlarını, onun zekice hamlelerini, dostluklarını anlatıyor. Kitaptaki dostlugu, uluyanları gerçekten cok seviyorum. Darrow'a baglılıklarını ama bu kitapta herşey o kadar güzel gitmiyor. 

Kitapta bi kere aksiyon hiç bitmedi. Sürekli olaylar, zekice planlanmıs tuzaklar, birbirlerine saldırı hiç durgun bi an yoktu sürekli heyecan tavanda bu cok güzeldi akıcılıgı saglıyordu ama bir yandan da yprdu beni. Çünkü olaylar hiç bitmedi, hiç. 
Darrow'u zaten cok seviyorum cok zeki biri bazı yerlerde hata yaptı kabul ama herkes hata yapar. Kısrak'ı sevmiyorum ben aslında sevilmiycek bir karakter değil güçlü, zeki kendine güvenen biri ama nedense kanım kaynamadı.

Bu arada heheeyt bu kitapta Ares'i öğreniyoruuz. Benim hiç beklemediğim biriydi, sizin ilk kitaptan tahminleriniz var mı? 
Kitaptaki karakterleri dostlukları gerçekten çok seviyorum ben. Sevroo kalp kalp kalp zaten kitaplarda hep boyle bas karakterlerın en yakın arkadaşı olur ya onları cok seviyorum. Labirentte Newt, Kağıttan Kentlerde Ben. Böyle karakterlerı aşşşırı seviyorum. Suan acıklayamadım ama siz kafanızda canlandırdınız bence. 

Bence bu kitabı okumayın, evet okumayın. Ben cok begendım ama okuduguma pişmanım. Ucuncu kitabı beklemedıgım ıckn duvara kafa atasım var. Kitap öyle bir yerde bitiyor ki... Son sayfaları okurken kafayı yersiniz. Gözyaşları sel 

Ucuncu kitap daha yurtdısında bile şubatta cıkıcakmıs kı burda ne zaman cıkar acaba? Pegasus bir güzellik yapsa da cabucak cıkarsa keşke...

Bu arada pegasus demişken kitap cok guzel basımı kapagı cildi her zamanki gibi güzel kaliteli, fiyattan yakınmıycam alıştım artık zaten ama madem ikinci kapak ciltli olucaktı ilkini neden karton kapak yaptınız? 

Pierce Brown gerçekten en sevdiğim yazarlar arasında kurgusuna zekasına bayılıyorum. Ne yazsa okurum. 

Altın Oğul için bi playlist hazırlıyorum bitince paylaşırım. Siz neler okuyorsunuz, teoga girenler sınavınız nasıl geçti? 

Read More

Social Profiles

Twitter Facebook Google Plus LinkedIn RSS Feed Email Pinterest

Popular Posts

Recent Posts

The Eve Trilogy by Anna Carey Jennifer L. Armentrout || Frigid Jennifer L. Armentrout || Wait For You Kiera Cass || Beni Seç Colleen Hoover - Umutsuz Becca Fitzpatrick - Fısıltı Suzanne Collins - Açlık Oyunları Veronica Roth - Uyumsuz Delirium by Lauren Oliver Daughter of Smoke and Bone by Laini Taylor

Unordered List

Text Widget

Consectetuer

Popular

Blogroll

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sayfalar

Takipçiler

Comments

Definition List

Ordered List

Theme Download

Sample Text

Pages

Copyright © Kitap Kavanozu | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com