30 Aralık 2014 Salı

Efsane-Marie Lu






Gerçek, Efsane'ye dönüşecek


Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri'nin batı kıyısı olarak bilinen yerde şimdi Cumhuriyet adında, komşularıyla sürekli savaşan bir ülke vardır. Cumhuriyet'in seçkin sınıfından gelen on beş yaşındaki üstün yetenekli June, askerî bir dehaya sahiptir. İtaatkâr, hırslı ve kendini ülkesine adamış bu genç kız onun uğruna her şeyi yapmaya hazırdır. Fakir bir aileden gelen on beş yaşındaki Day ise ülkenin en çok aranan suçlusu ve bir devlet düşmanıdır. Kendisi gibi asker olan ağabeyi Metias öldürülünce June, Day'in peşine düşer. İnandıkları şeyler uğruna savaşan bu iki gencin kesi?en yolları, onları Cumhuriyet'in karanlık sırlarına götürecektir.


"Efsane, söylendiği kadar iyi olmakla kalmıyor, bunu kesinlikle hak ediyor." 

-The New York Times-

"Bir 'efsane' doğuyor." 

-USA Today-

"Bilimkurgu ve aksiyonun heyecanlı bir karışımı... Bu kitap Açlık Oyunları hayranlarına okumaya değer bir şey verecek." 

-Voya-

"Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, kıyamet sonrası dünyada geçen romantik bir gerilim… Efsane'yi elinizden düşüremeyecek ve kesinlikle unutamayacaksınız." 

-Kami Garcia-

"Farklı karakterleri, yüksek tansiyonu ve siyasi entrikalarla dolu ilgi çekici distopik bir dünya. Eğer Açlık Oyunları'nı beğendiyseniz bu kitaba bayılacaksınız." 

-Sarah Rees Brennan-
(Tanıtım Bülteninden)



Herkese Merhaba! Efsane'yi bitireli neredeyse 1 hafta oluyor, yorumunu daha yeni yazabiliyorum. Efsane için söyleyebileceğim ilk  şey etkileyici olurdu. Okuduktan sonra birsüre etkisinden çıkamadım. Başlarını pek sevemesemde sonradan kendimi kaptırdım. Okumak için elimde fazla kitap birikmemiş olsa gider hemen Deha'yı alırdım ama bunun için biraz daha beklemem gerekiyor.




Kitabın konusuna gelirsek;
Kitap iki farklı karakterin ağzından anlatılıyor. Biri June. June ülkedeki Denemeden tek tam puan alan bir deha. Üniversiteye yaşıtlarından erken başlar, yeteneklerinin ve zekasının farkında olduğu için burnu biraz havadadır. Anne babasını küçük yaşta kaybettiği için onu abisi Methias büyütmüş.

Diğer kişi ise Day. Day ise June'un aksine Deneme'yi geçememiş. Cumhuriyet'in en çok aranılan suçlusu.Yani kitaba adını veren Efsane'miz. Abisi John dışında ailesindekiler Day'in öldüğünü düşünmektedir. Day ailesinin salgına yakalandığını görünce onları kurtarmak için ilaç bulmaya çalışıyor.







*Azıcık Spoiler İçerebilir*

Hastaneye ilaç çalmak için gittiğinde June'un abisi Methias onu yakalamaya çalışıyor ve Day kaçmak için ona bıçak fırlatıyor ve Methias ölüyor. Abisinin ölümünden Day'in sorumlu olduğunu öğrenen June onu aramaya başlıyor. Ve bence hikaye buradan sonra güzelleşmeye başlıyor. Acaba nasıl karşılaşıcaklar? Ne olacak? diye diye kaç sayfa okudum bilmiyorum. Sonunda bir sokak dövüşünde karşılaşırlar. Buradan sonrasını daha fazla spoiler vermemek için anlatmıyorum.
*Spoiler Bitti*

Kitapta tek beğenmediğim nokta June ve Day'in yaşlarının 15 olmasıydı. Bence yaşlarına göre fazla olgunlardı. Ama yinede iki karakteride çok sevdim ben. Bu kitap daha önce okumadıysanız ve bu tarz kitapları seviyorsanız bence elinizi çabuk tutup okumaya başlayın. Elinizden bırakamaycağınıza eminim. 

Read More

OKUDUKLARIM

0-9
10 Küçük Zenci - Agatha Criste

A
Açlık Oyunları- Suzanne Collins
Ateşi Yakalamak-Suzanne Collins
Alacakaranlık- Stephenie Meyer
Alaska'nın Peşinde John Green
Alaycı Kuş-Suzanne Collins
Araf-Jamie McGuire
Aşk-Elif Şafak
Ayaklı Bela- Jamie McGuire
Aynı Yıldızın Altında-John Green

B
Beni Seç-Kiera Cass

C
Çığlık- Becca FitzPatrick

D
Deliryum-Lauren Oliver
Duman ve Kemiğin Kızı-Laini Taylor
Duygu-Işıl Parlakyıldız
Düşüş-Lauren Kate


E
Efsane-Marie Lu
Eugenie Grandet-Balzac
Elit- Kiera Cass

F
Final-Becca Fitzpatrick
Fısıltı-Becca Fitzpatrick

G

H
Herşey Bitti Derken-Katja Millay 
Hep Seni Bekledim-Jeniffer L.Armentrout

I-İ
İki Hayat Arasında- Jessica Shirvington

J

K
Kahperengi -Hande Altaylı
Kış Güneşi-Jeniffer L.Armentrout
Köken-Jeniffer L.Armentrout
Kuralsız-Veronica Roth

L

M

N

O-Ö
Obsidyen-Jeniffer L.Armentrout
Opal-Jeniffer L.Armentrout
Oniks-Jeniffer L. Armentrout
Ölmek için 13 Sebep-Jay Asher


P

R

S-Ş
Saplantı- Jeniffer L. Armentrout
Senden Önce Ben-Jojo Moyes
Serenad -Zülfü Livaneli
Sessizlik-Becca Fitzpatrick
Siyah Buz-Becca Fitzpatrick
Sonsuza Dek-Kiera Cass
Şahmelek-Merve Akıncı
Şafak Vakti-Stephenie Meyer
Simyacı-Paulo Coelho
Su-Buket Uzuner

T
Tatlı Bela-Jamie Mcguire
Tatlı Sır-Jamie Mcguire
Tut Elimi- Rebecca Donovan
Tutulma-Stephenie Meyer

U
Umutsuz -Collen Hoover
Uyumsuz-Veronica Roth

V

Y
Yabancı-Melissa Landers
Yandaş-Veronica Roth
Yeniay- Stephenie Meyer
Yeni Bir Umut-Collen Hovver
Yeni Dünya

Z

Read More

19 Aralık 2014 Cuma

Kitap Alışverişi #1


Tekrardan merhabaa! 1-2 haftadır beklediğim kargo dün geldi. 2 tanesi eksik olasa paylaşmak istedim. Hepsi merak ettiğim ve biran önce başlamak istediğim kitaplar eğer okuduğunuz kitaplarsa yorumlarınızı bekliyorum.




1) Ölüm Şarkısı- P.J.Parrish: Konusunu okuyup çok merak ettiğim bir kitap ne zamandır almak istiyordum yeni alabildim. Kapağına zaten aşık oldum.

2)Kaplan Laneti- Colleen Houck: Aldıklarım içinde Efsane ile birlikte en çok merak ettiğim kitap.

3) Ölmek için 13 sebep- Jay Asher

4)Postacı Kapıyı Çalmayacak- Ava Dellaira : Arka kapak yazısında Amy Winehouse ismini görür görmez almaya karar verdiğim bir kitap.

5)Efsane - Marie Lu : Aslında bu alışverişi yapmamın nedeni de denebilir, en merak ettiğim kitap içlerinde büyük ihtimal bu kitabı okuyucam ilk.


Eveet alışverişim bu kadar. Aslında daha almak istediğim ve merak ettiğim bir sürü kitap vardı, Bunları seçmek için eleyene kadar canım çıktı. Hepsi merak ettiğim kitaplar ve biran önce okumak istiyorum. Yorumlarınızı bekliyorumm. Görüşmek üzeree, hoşçakalıın!
Read More

Mim #1 - The Book Sacrifice Tag

 Merhabaa! İlk kez mimlendim ve cevaplayacağım sorular biraz ilginç olduğu için biraz zorlandım. Beni mimleyen Naz'lı Kitaplık'a çok teşekkür ederiim, çok mutlu oldum.  

1) Aşırı abartılmış bir kitap: Bir Zombi Kıyameti ile başlıyoruz! Bir kitapçıdasınız, dolanıyorsunuz ve BAM! ZOMBİ İSTİLASI! Ve bir anons duyuyorsunuz. "Ordu zombilerin tek zaafının aşırı abartılmış kitaplar olduğunu keşfetti." Hayatta kalmak için karşındaki zombiye herkesin öve öve bitiremediği ama senin hiiç beğenmediğin bir kitap fırlatacaksın. Hangisi?


Aslında okumadığım bir kitabı söylüyorum, belkide çok ön yargılıyım ama Bukre demek istiyorum. Bu kitabı o kadar çok paylaşıldı ki, içindeki sözler güzel olabilir ama konusunu pek sevemedim.

2) Bir devam kitabı: Kuaförden bomba bir saç kesimiyle yeni çıktınız ve BAM! Sağanak yağmur! Kendini korumak için şemsiye olarak kullanacağın devam kitabı hangisi?

Elit'i kullanırdım. Beni seç aslında sevdiğim bir seri, beni seç ve sonsuza dek'i çok beğenmiştim ama Elit'te America'nın yaşadığı ikilemler beni çıldırttığı için Elit diyorum.

3) Bir klasik: Derstesiniz ve Edebiyat hocanız klasiklerin dünyayı değiştirdiği, edebiyatın adeta evrim geçirmesine sebep olduğuyla ilgili zırvalıyor. Gerçekten acayip bunaldınız ve klasiklerden birini alıp tam suratının ortasına fırlatacaksınız. Çünkü bu kitap gerçekten salakçaydı ve bütün sınıfa nasıl hissettiğinizi göstermek istiyorsunuz. Hangi klasik?

Şuana kadar çok klasik okumadım okuduklarımda o kadar sıkıcı değildi ama Eugenie Grandet'i sevememiştim o yüzden onu söylüyorum.

4) Hayatının en az favori kitabı: Kütüphanede takılıyorsunuz ve BAM! BUZUL ÇAĞI! Dünya hızla donuyor ve hayatta kalmak için tek şansınız bir kitap yakmak! Yakmaktan asla pişman olmayacağınız, hayatınızın en az favori kitabı hangisi?

Her ne kadar Jen'in kitaplarını çok sevsemde Kış Güneşi benim için tam bir hayal kırıklığı olmuştu. Kitapları yarım bırakmayı sevmem ama bunu bırakmıştım o yüzden yaksam pişman olmam sanırım. 



Tanıdığım pek fazla blogger olmadığı için kimseyi mimlemiyorum şimdilik, isteyen herkes yapsıın! Görüşmek üzeree.



Read More

17 Aralık 2014 Çarşamba

Siyah Buz-Becca Fitzpatrick



Sayfa Sayısı: 384

Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Pegasus


Âşık olmak hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı… Beni ona bakarken yakalayınca hemen gözlerimi kaçırdım. Bakarken yakaladığına inanamıyordum. Ona karşı hissedebileceğim çekim fikrinden nefret ettim.Beni rehin almıştı. Beni isteğim dışında alıkoymuştu. Son iyilikleri bunu değiştiremezdi. Kendime onun gerçekte kim olduğunu hatırlatmalıydım.Ama gerçekte kimdi?





 Kitabı dün bitirdim ve detaylar aklımdan gitmeden yorumumu yazmak istedim. Kitap güzeldi, akıcıydı ama kitaba ölüp bitmedim. Kitap uzun zamandır almak istediğim, çıkınca direk almaya gittiğim bir kitaptı. Ama beklentim büyük olduğu ve hayal kırıklığına uğramak istemediğim için biraz beklettim. Hayal kırıklığına uğradım mı? Hayır ama beklentimi karşılamadı. Bu kitabı uzun zaman beklemesem yada yazarı Becca olmasa  yani düşük beklentiyle başlasam çok beğendiğim bir kitap olurdu belki bilemiyorum. Ama kesinlikle kötü bir kitap değildi sadece beklentimi karşılamadı.


Kitabın konusuna gelecek olursak, kitap bir cinayetle başlıyor ve sonra 1 sene sonrasına geliyoruz. Britt, en yakın arkadaşı Korbie'yle uzun zamandır hazırlandığı dağ yürüyüşüne çıkacaktır ve yola çıkmadan önce Korbie'nin ağabeyi aynı zamanda Britt'in eski sevgilisi Calvin'inde onlarla geleceğini öğrenir. (Bu arada söylemeden geçemeceyeceğim Korbie Britt'e en yakın arkadaşı değilde düşmanı gibi davranıyor. O kadar şımarık ve bencil bir kız ki, nasıl arkadaş olduklarını hala aklım almıyor. Britt de herşeyin farkında olsada arkadaşlığını çöpe atmak istemiyor.) 


*çok ufak spoiler içerebilir*

Yolculuğa çıkmadan önce Calvin'le karşılaşıyor ve onu kıskandırmak için ufak, minik bir yalan söylüyor. Onu unuttuğunu ve yeni bir sevgilisi olduğunu söylüyor. (Tamamen yalan! Ölüme en yaklaştığı anlarda bile Calvin'le olan anılarını düşünüyor, Calvin'i sevemediğim için flashbackleri de pek sevemedim. ) Ve o sırada onlara doğru gelen Mason'ı gösteriyor, Mason da onu bozmamak için yalanını devam ettiriyor. 

Britt ve Korbie yolculuğa çıktıkları sırada bir kar fırtınasına yakalanıyorlar ve yolda mahsur kalıyorlar. 1 saat kadar yürüdükten sonra bir kulübeye ulaşıyorlar ve tesadüfen içeriden Mason ve arkadaşı Shaun çıkıyor.Ve olaylar bundan sonra başlıyor. Daha fazla spoiler vermemek için olayları anlatmıyorum.

*spoiler bitti*

Kitabın sonuna gelirsek şaşırdığımı söyleyemiycem. Hayır bu seferde spoiler yemedim ama bir blogda sonunun şaşırtıcı olduğunu okuyunca okumaya başladığım andan itibaren ne olabileceğini düşünmeye başladım ve tahminlerim doğru çıktı. Ama kitabın tamamına göre güzel ve etkileyici bir sondu. Başta da söylediğim gibi kitabı pek sevemedim ama okunmayacak kadar kötü de değildi. Becca, hush hush serisi ve Patch hatrına 4 puan veriyorum. Alta çok beğendiğim kitap fragmanını bırakıyorum. Görüşmek üzere.











OYLAMA


Read More

15 Aralık 2014 Pazartesi

İnstagram Hesabım

Uzun zamandır aklımda olan şeylerden birini daha gerçekleştirdim.Hazır cesaretimi toplamışken blogdan sonra instagram hesabı da açtım. Takip ederseniz çok sevirinim.

http://instagram.com/kitapkavanozu
Read More

14 Aralık 2014 Pazar

Tatlı Sır -Jamie McGuire





Sayfa Sayısı: 368 
Baskı Yılı: 2014

Dili: Türkçe

Yayınevi: Yabancı 

Goodreads puanı:4,17




Tatlı Sır çıkmasını beklediğim kitaplardandı. Çıkar çıkmaz aldım ve okumaya başladım. Belki de çok büyük beklentiyle başladığımdan kitabı pek sevemedim. Bundan beğenmedim, çok kötü gibi bir anlam çıkmasın. Güzeldi, akıcıydı ama bir Tatlı Bela değil benim gözümde. Biraz tekrarı gibi olmuş.

Kitabın konusuna gelirsek Camille üniversite öğrencisi, barda çalışan, ailesiyle sorunları olan ve arkadaşı Raegen ile yaşayan biridir.Aynı zamanda  işleri nedeniyle taşınan sevgilisi T.J 'yle uzak mesafe ilişkisi sürdürmeye kararlıdır. Bunun zor olduğunun başında beri farkında olsada T.J'nin işlerinin yoğunluğu neredeyse hiç konuşamamalarına neden oluyor. Tabi bu sırada Trenton Maddox karşısına çıkıyor. 


Cami, ona aniden ilgi göstermeye başlayan Trenton'dan uzak durmak istiyor. Çünkü onu ve Maddoxları tanıyor. Trenton'ın geçmişini biliyor ve neredeyse şehirdeki tüm kızlarla tek gecelik ilişki yaşadığının farkında. Ama Trent vazgeçmeye niyetli değil, Cami'yle vakit geçirebilmek için yapmadığı şey kalmıyor. Cami de, Trenton'a olan hislerinini içten içe farkında olsa da kabullenmek istemiyor ve T.J'ye sadık kalıyor. Kitabın bir bölümünde beni çok kızdırmış olsada, Abby kadar gelgit yaşayan, sinir bozucu ve dengesiz bir karakter değildi. (Evet burda Abby'e olan nefretimi kusuyorum. )  

Trenton'ı ne kadar sevdiğimi söylememe gerek yok heralde? Tüm Maddox erkekleri mükemmel olmak zorunda mı? Travis'i her ne kadar daha çok sevsemde Trenton harikaydı! Olive ile ilişkisini zaten yüzümde tebessümle okudum hep. Cami'yi ikna etme çabaları hele... Kitabı sevmemin en büyük sebebi Trentondı. Tabi herkes gibi almamın sebebide oydu. Kitap her ne kadar Cami'nin gözünden anlatılmış olsa da benim için Trenton'ın hikayesiydi.

Kitapta karakterlerimizin yolları Travis'le de kesişiyor. Abby için çektikleri, onun hakkında Cami'yle konuşması. Bence buralar olmasa da olurmuş, Sırf Travis kitapta olsun diye eklenmiş gibi geldi bana. 

Kitabın sonuna gelirsek, kitabı okumadan önce spoiler yediğim için sonuna şaşırmadım. Belkide kitabı pek sevemememin nedeni de budur. Sonunu öğrendiğinde hevesim kaçsada Trenton Maddox için okumaya başladım ve pişman olmadım. Kitabın sonundaki sırla ilgili birşey söylemiyorum çünkü öğrenirseniz tüm heyecanı kaçar. Ama ben öğrenmeseydim kesin çok şaşırırdım.

Kısacası Tatlı Bela'yı okuyup sevdiyseniz bence bu kitabı da mutlaka okumalısınız. 



OYLAMA




Read More

13 Aralık 2014 Cumartesi

Duman ve Kemiğin Kızı (Duman ve Kemiğin Kızı #1) - Laini Taylor



.


Bir zamanlar şeytanın ininde, yerde tüylerle oynayan masum bir kızdı.


O, artık masum değil...





Zuzana defteri alırken, arkadaşları Pavel ve Dina, kızın omzunun üzerinden çizimlere bakmak için uzandı. Karou'nun çizim defteri okulda bir efsaneye dönüşmüştü ve elden ele dolaşan defterdeki yeni çizimler her gün hayranlıkla incelenirdi. Bu defter -hayatı boyunca çiziktirdiği doksan ikinci defter- lastik bantlarla sarılıydı ve Zuzana bunları koparırcasına çıkardığı anda defter  açılıverdi. Defterin her bir sayfası tutkal ve boyayla öylesine şişmişti ki cildi her an dağılabilirdi. Defter bir yelpaze gibi açılırken Karou'nun özgün karakterleri sayfalar üzerinde harika ve fazlasıyla tuhaf çizgileriyle dalgalandı. Ama kimse bu karakterlerin gerçek olduğunu tahmin bile edemezdi.



Sayfa Sayısı: 434
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Artemis
Çevirmen: Uğur Mehter
Goodreads Puanı: 4,06/5






Duman ve Kemiğin Kızı'da yazın alamama rağmen, elimin bir türli gitmediği, okumadığım kitaplardandı. Ama her zamanki gibi bu kadar beklettiğime pişman oldum. Kesinlikle mükemmel bir kitaptı! BAYILDIM! O kadar güzeldi ki.. Yazarın hayal gücüne hayran kaldım. Yarattığı dünya sıradışı ve ilgi çekiciydi. Melek ve şeytanları basit bir şekilde ele almaması onu diğer melekli kitaplardan ayırmış bence. Yazarın dili oldukça akıcıydı ve sizi o dünyanın içine çekiyordu.
   


Kitap gibi karakterlerde oldukça ilgi çekiciydi. Karou masmavi saçlı, dilek kolyesi olan, avucunda hamsa dövmeleri bulunan, elinden çizim defterini hiç eksik etmeyen bir kız. Bu çizim defterini içi yarı insan yarı hayvan -kimera- yaratıklarla dolu. Ama kimse bu çizimlerin gerçek olduğunu ve Karou'nun nasıl bir hayat yaşadığını bilmiyor. Saçlarını boyatmadağını bilmedikleri gibi. 


Gelelim kimeralara.. Kimera'lar yarı insan yarı hayvan şeklindeler. Karou'yu 4 tane kimera büyütmüş. Küçüklüğünden beri onlarla yaşayan Karou, dünyaya gizli bir geçitle gelip gitmektedir. Tanıdığı 4 kimeranın başında olan Brimstone Karou'ya ayak işlerini yaptırıyordu. Dişlerini toplamak için ülke ülke geziyordu ama merak ettiği hiçbir soruya cevap alamıyordu. Buna rağmen onları çok seviyor, ailesi gibi görüyordu, ki bende kimeraları çok sevdim, özellikle Brimstone'u.. Tabi bunların bir ödülü olarak da ona dilek kolyesi veriyor çok büyük dileklerde işe yaramasada, Karou'nun bazı ufak, minik dileklerini gerçekleştiriyor 



Birgün yine Brimstone'un ayak işlerini yapmak için Fas'a gidiyor ve orada biriyle karşılaşıyor. Akiva'yla.. Akiva, şeytanları  avlamak için dünyaya gelmiş bir melek. İnsanüstü güzelliğiyle Karou'nun dikkatini çeksede, Akiva onun düşmanı olduğunu anlıyor  ve bir şekilde ondan kaçmayı başarıyor. Tabi bu kaçış kendiyle ilgili birşeyler keşfetmesine de neden oluyor. Ama Akiva'ya Karou bir şekilde tanıdık geliyor ve onu çözmek için takip etmeye başlıyor. Genelde okuduğum kitaptaki erkek karakterleri çok severim ama Akiva'ya nedense ısınamadım belkide ben daha çok bad boyları sevdiğim içindir. Akiva'ya daha ısınamamışken birde kitabın sonunda iyice nefret ettim. İkinci kitaba başlamak için Akiva'ya olan kızgınlığımın geçmesini bekliyorum. 

Kitabı okumadıysanız şiddetle okumanızı tavsiye ederim. Kitapta gizem unsuru ön planda, bazı düğümler çözülürken yenileri ortaya çıkıyor bu sayede heyecan hiç azalmıyor. Kitabı elimden bırakamamıştım, acaba şimdi nolucak diye diye baya bir ilerlemiştim. Ayrıca yazarın yarattığı dünya ve karakterler o kadar ilgi çekici ki... Karou benim en sevdiğim karakterler arasına girmeyi başardı. Çok güçlü ve kendinden ödün vermeyen bir karakter. Olanları öğrendikten sonra Karou'nun tavrını çok merak edip 2.kitaba biran önce başlamak istesemde Akiva'ya olan nefretimin soğumasını bekliyorum.  


Kısacası ben bu kitabı çok sevdim ve okursanız sizinde seveceğinizden eminim! 




OYLAMA

Read More

12 Aralık 2014 Cuma

Herşey Bitti Derken - Katja Millay





Tür: Aşk, genç yetişkin, dram, çağdaş
Goodreads puanı: 4.46
Sayfa: 496
Seri: yok
Orijinal adı: The Sea of Tranquility

Bazen kurtuluş için aşkı seçmek gerekir...


Nastya tam 450 gündür konuşmuyorsa, gülmüyor ve ağlamıyorsa,

bir bildiği olmalı;
bazı günler sadece öfkesiyle ayakta durabiliyorsa,
bir umudu olmalı;
ayakları onu dönüp dolaşıp Josh’a götürüyorsa,
bir nedeni olmalı;
ve tam 450 gün sonra yeniden konuşmaya karar veriyorsa,
söyleyecekleri olmalı.
Josh hayatındaki herkesi teker teker kaybediyorsa,
bunun bir açıklaması olmalı;
etrafında görünmez bir güç kalkanıyla dolaşıyor, herkesten kaçıyorsa,
bir derdi olmalı;
ve kasabaya yeni gelen kıza Günışığım diyorsa,
bir sırrı olmalı.

Her Şey Bitti Derken, hayat denen yapbozun parçalarını bir arada tutan şeyin sevmek olduğunu bilenlerin, bir de günün en karanlık saatinde çıkagelip, “Her şey bitti demek için çok erken” diyecek bir günışığını bekleyenlerin hikâyesi.



“Baştan sona heyecan dolu, duygusal bir yolculuk. Benim için tartışmasız yılın en iyi kitabı.”
Colleen Hoover

“Çarpıcı bir ilk roman. Her Şey Bitti Derken yüreğimi çaldı, nefesimi kesti, canımı yaktı. Katja Millay’in lirik anlatımına kapılmamak imkânsız.”

Ann Aguirre

“Her Şey Bitti Derken, kitapların eğlendirmekten çok daha fazlasını yapabildiğini hatırlatan bir roman. Katja Millay’in sözcükleri duygularınızı saklandıkları yerden çıkaracak, zihninizi ele geçirecek ve sonunda ayrılmaz bir parçanız olup çıkacak.”

Tough Critic Book Reviews








İlk yazım olması nedeniyle heyecanlıyım ve nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Ama bu kitapla ilgili düşünmeden söyleyebileceğim tek şey mükemmel olması. Kitabı yazın almama rağmen bir türlü başlama fırsatı bulamamıştım araya başka kitaplar girmişti. Ama bu kadar beklettiğime gerçekten pişman oldum. Yazarın dili çok akıcıydı ve içine çekiyordu. Kitabı okumaya başladığımda uzun bir süre elimden bırakamadım ertesi gün sınavım olmasa uyumaz kitabı bitirirdim. Zaten kitabı bitirmem de uzun sürmedi . Ve kitabı bitirdiğimde bir süre "Josssh" siye sayıkladığım doğrudur.




Gelelim kitabın konusuna,  iki yaralı kalbin hikayesini anlatıyor bu kitap. Nastya yaşadığı bazı olaylardan sonra içine kapanmış, insanlarla iletişimini kesmiştir. Ailesinin yanından ayrılıp, teyzesinin yanına taşınmış ve yeni bir okula başlamıştır. Okulda kendini herkesten soyutlayan Josh onun dikkatini çeker. Josh da hayatta sürekli kaybetmiş biridir. Yaşadığı olaylar sonucunda yanında Drew ve Drew'in ailesinden başka kimseyi barındırmayan biridir. Drew demişken onada bayıldığımı söylemeden geçemiyeceğim,şeytan tüyü var çocukta. Drew' gibi ailesine de bayıldım. Drew'lerde yenilen pazar akşam yemekleri vazgeçilmezdi. Drew'in annesinin Josh'la konuşmasının da ilişkilerinin başlamasına katkısı vardı ki bu da kadına olan sempatimi 2 katına çıkarıyor. Başlarda biraz sinir olduğum kız kardeşi bile sonradan sevdim.

Asıl olayların başlaması, Nastya'nın birgün yaptığı koşular sırasında kaybolması ve tesadüfen Josh'ın garajına rastlaması sonucu oluyor. Sonra düzenli olarak gelmeye devam ediyor. Birlikte geçirdikleri zamanlarda birbirlerinin yaralarını onarıp ve birlikte sevmeyi öğreniyorlar.

*Spoiler İçerebilir*

Asıl düğüm Nastya'nın konuşmasıyla çözülüyor. Gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Yavaş yavaş öğreniyoruz. Son sayfalara kadar tam olarak hiçbirşey açığa kavuşmuyor.Bitirene kadar aklımda bir sürü  soru dolandı."Noldu bu kıza?" "Neden konuşmuyor?" "Ne öğrendi?" Sonra yaşadıklarını öğrenince ona hak vermemek elde değil, her ne kadar beni, bir sahnede (ayrıntı vermemek için kendimi zor tutuyorum) çıldırtsada...

Özellikle sergide Nastya için ciddi anlamda üzüldüm, bir zamanlar hayatının merkesine koyduğun bir şeyi kaybetmek çok zor. Hiçbir şey olmamış gibi davranması garip olurdu zaten. Nastya belki konuşmadığı için güçsüz olarak görülebilir ama bence güçlü bir karakter, yaşadıklarını içine atıyor, biliyor ama anlatmıyor, olayların sorumlusuyla bile tek başına yüzleşiyor.
kimseyle konuşmadan her şeyin üstesinden tek başına geliyor. Josh'la bile bu konu hakkında konuşmuyor, bu konu aralarında bazı problemlere neden olsa da  sakladığı sır ortaya çıkınca, tüm düğümler çözülüyor.

Kitabın en beğendiğim kısmı ise süphesiz ki onların aşkları! O kadar naif,  o kadar tatlı ki aşkları. Birlikte geçirdikleri zamanı yüzümde bir tebessümle okudum. Birlikte yapı markete gitmeleri, dilek dilemeleri, garajda marangozluk yapmaları, Nastya'nın kurabiye denemeleri, dondurma krizleri...  MÜKEMMELDİ!


*Spoiler Bitti*

 Kitabın hem Josh hem Nastya'nın bakış açısıyla yazılması bence çok iyi olmuş, kitabı bitidiğimde kafamda hiç soru kalmadı ve olayları Josh'ın gözünden de görmüş oldum. Şimdiye kadar okumadıysanız, bir an önce alıp okuyun!  Kesinlikle pişman olmazsınız.







OYLAMA


Read More

MERHABA!

Bunu okuyan herkese merhaba! Öncelikle okunup okunmayacağını bilmiyorum. Ama yinede yazmak istiyorum. Uzun zamandır kitap okuyup, kitaplarla ilgili blogları takip ediyorum. İçten içe hep açmak istiyordum ama bir türlü cesaret edemiyordum. "Yazabilir miyim? "Okunur mu?" diye. Ama bir cesaret açtım işte pek yazamasam da birşeyler deneyeceğim. Belki olur, belki olmaz ama en azından içimde kalmamış olacak. Şimdiden bunu okuyacak olan herkese teşekkürler! Umarım yorumlarımı beğenirsiniz.Yakında görüşmek üzere...


Eğer bunu yeni okuyorsanız alttaki fotoğraflar gereksiz blogla ilgili birşeyler nereye koyacagımı bilemedim :D














Read More

Social Profiles

Twitter Facebook Google Plus LinkedIn RSS Feed Email Pinterest

Popular Posts

Recent Posts

The Eve Trilogy by Anna Carey Jennifer L. Armentrout || Frigid Jennifer L. Armentrout || Wait For You Kiera Cass || Beni Seç Colleen Hoover - Umutsuz Becca Fitzpatrick - Fısıltı Suzanne Collins - Açlık Oyunları Veronica Roth - Uyumsuz Delirium by Lauren Oliver Daughter of Smoke and Bone by Laini Taylor

Unordered List

Text Widget

Consectetuer

Popular

Blogroll

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sayfalar

Takipçiler

Comments

Definition List

Ordered List

Theme Download

Sample Text

Pages

Copyright © Kitap Kavanozu | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com